Seri İsmi: Ruhlar Üçlemesi
-Cadıların Keşfi [1. Kitap]
-Gecenin Gölgesi [2. Kitap]
-Hayat Kitabı [3. Kitap]
Yazarı: Deborah Harkness
Yayınevi: Pegasus Yayınları
Tür: Fantastik, Romantik
Seriye Verdiğim Puan: 5/5
Bu seriyi alırken de, okumaya başlarken de hiçbir beklentim yoktu açıkçası. Hatta konusunu dahi bilmiyordum. Dürüst olmak gerekirse kapak tasarımlarına bayıldığım için almıştım. Ama gerçekten harika bir seriydi! Dün son kitabı bitirdim ve seri bitti diye içim kan ağlıyor şuan. Öyle bir bağlanmışım ki seriye, sanırsınız evimi falan terkettim.
Neyse, anlatmak istediğimi anlamışsınızdır. Uzatmadan her kitabın kısaca incelemesini yapmak istiyorum. Spoiler vermemek adına serinin konusu ile yorumumuza başlayalım;
'Diana Bishop bir tarihçi ve bir cadıdır. Geçmişte yaşadığı bazı olaylar yüzünden gücünden nefret etmekte ve büyü yada büyülü şeylerden uzak durmaya çalışmaktadır. Bir gün kütüphaneden istediği el yazmasının gizemli bir şekilde büyülü olduğunu farkeder. Yüzyıllardır kayıp olanı bu el yazmasını çağırabilmiş tek kişi olan Diana, diğer yaratıkların da dikkatini çeker. Sayfaları eksik bir el yazmasının onu içine attığı yepyeni bir dünyada uzak durmaya çalıştığı her şeyi kucaklayan ve el yazmasının sırlarını çözmeye çalışan Diana, bu yolda Matthew adında ona hem uzak hem de çok yakın olan bir vampir ile tanışır.'
Konusu biraz klişe gibi geldi sanırım size. Ama inanın öyle değildi. Okumadan yargıya varmamanızı öneririm. Bu seri hakkında 'en iyi fantastik'lerden biri diye bahsediliyor ve diğer fantastiklere göre oldukça ağır. Herkesin sevebileceğini garanti edemem bu yüzden. Hatta bence 16 yaş ve üzerindekiler okursa daha çok zevk alacaklarını düşünüyorum.
Cadıların Keşfi [1. Kitap] - 5/5
Sanırım ilk 400 sayfada falan pek bir olay olmuyordu. Takdir edersiniz ki kitap, bir giriş kitabı ve oldukça geniş bir çapta yeni karakterler, yerler ve kültürler tanımaya başlıyoruz. Buna rağmen yine de akıcı bir dile sahip, okudukça okumak istediğim bir kitap oldu. Kitabın sizi kendisine çeken bir kimyası var. Yazarın kaleminin sağlamlığı ve hissettirdiği duyguların bağımlılık yapabileceği bir giriş kitabı. Normalde serilerin giriş kitapları tatsız olabiliyor. Fakat ben bu kitapta böyle bir sorun ile karşılaşmadığımı gönül rahatlığı ile söyleyebilirim.
Ayrıca yazarın karakter ve yer betimlemelerine hayran kaldığımı belirtmek istiyorum. Gittikleri yerleri kendim görmüş gibi oldum neredeyse. Bunun yanı sıra Matthew Clairmont/de Clermont kadar farklı bir karakter gördüğümü hiç hatırlamıyorum. Diana gibi güçlü bir ana karakter görmek de harikaydı açıkçası. Diana seri boyunca kendini daha da sevdiren, geliştiren bir karakter olurken; Matthew değişmeyip, gücün sınırlarını zorlayarak kendini baya sevdiren bir karakter oldu. Diana ve Matthew gibi güçlü, kararlı ve sadık karakterlerle tanışmak bu kitabı daha da güzel yapıyor bence.
Gecenin Gölgesi [2. Kitap] - 5/5
Söylediğim gibi giriş kitapları pek tat vermez, ne kadar bu seride farklı olsa da. Evet giriş kitabı muhteşemdi, kabul ediyorum.. Ama yazar 2. kitapta çıtayı daha da arttırmış.
Zaten seri içinde en sevdiğim kitap bu. Çünkü bu kitapta işin içine biraz da tarihi aşk (?) giriyor diyebiliriz. Farklı bir zaman, yeni karakterler ve yeni yerler ekleniyor işin içine.
Ama yazarı gerçekten gönülden tebrik ediyorum. Çünkü nasıl yaptıysa, hiçbir zorluk yaşamadan adapte olabiliyorsunuz.
Ayrıca bu kitapta, popüler kültürün aksine, konunun daha olgun ve ağır bir biçimde ele aldığı daha da baskılanmış ve bu benim çok hoşuma gitti. Fantastik bir kitapta aradığım bütün özellikler bu kitapta birleşmiş resmen.
Bunların yanı sıra bu kitap, ilk kitaba göre çook daha fazla duygu yüklüydü. Dediğim gibi biraz daha ağırdı ve kitabı acele ederek değil de, uzatarak okuduğum için bunun keyfini daha çok çıkardım. Bu kitapta işler biraz daha karıştığından; hızlı okumak, kitaptaki olayların özümsenmesini zorlaştıracaktı zaten.
Hayat Kitabı [3. Kitap] - 5/5
Vee... son kitap! Daha dün bitirdim ve etkisini üzerimden atamıyorum. Kitap bitince daha fazlasını aradım diyebilirim.
Çoğu seride olduğu gibi, bu son kitapta da olayların çoğu çözüme kavuşuyordu ve duygular daha da yoğun bir hale geliyordu.
İlk kitapta gördüğümüz Diana ile bu kitaptaki Diana arasında çok büyük bir fark vardı. Gerçekten her yönden kendini geliştirmiş, korkularını ardında bırakan ve olduğundan daha da savaşçı bir ana karakter çıkıyor karşımıza. Bazı yerlerde gerçekten hayret ettirdiğini söyleyebilirim.
Bu kitaba elim kolay kolay gitmedi, seriyi bırakmaya hazır değildim. Ama okuyup bitirdiğimde, iyi ki okumuşum dedim. Gerçi sonu çok hızlı bitti ve ben halen özümseyebilmiş değilim. Bitemez. Bitmemeli! Daha da okumak istiyorum ama ben. Kalbimi sızlatan olaylar oldu kitapta ve devamında ne olduğunu öğrenemedim. Çözülmeyen bazı sırlar da kaldı. Ama yine de bu seriye yakışır bir son oldu.
Bu seri kesinlikle favorilerimde ilk 3'te sırasını aldı. Ayrılmayı halen kabul etmiyorum ama okuduğuma da çok memnunum. Hatta yazı puntosu normalden biraz daha küçük olduğu için gözlerimi kör etmiş olsa bile.
Eğer biraz olsun ilginizi çektiyse alıp okumanızı öneririm. Bağımlılık yapacak derecede çok seviyorum gerçekten ve umarım okuduğunuzda siz de seversiniz!