Genel Bilgiler
Kitabın Adı/Özgün Adı: Alice Hakkındaki Gerçek/The Truth About Alice
Yazarı: Jennifer Mathieu
Yayınevi: Yabancı Yayınları
Türü: Genç-Yetişkin
Sayfa Sayısı: 257
Verdiğim Puan: 2/5
Arka Kapak Yazısı: "İnsanlar bir günde adi ve zalim olmuyorlar. Bu, insan doğasında yok. Ancak yeterince zaman verirseniz sonunda dünyanın en kalp kırıcı şeylerini yaparlar."
Konu: 'Healy kasabasında yaşayan Alice Franklin'in adı hoş görülemeyecek kadar kötü dedikodulara karışır. İsmi bütün kasabanın ağzından düşmezken, popülerlik basamaklarından dışlanmışlara düşen Alice hakkında herkesin aklında bir fikir oluşmuştur. Peki ya bunca düşünce ve dedikodunun arasında aslında gerçek olan nedir?'
Çok klişe bir kitaptı açıkçası. İlerisi düşünülmeden bir dedikodu çıkartılır, daha sonra önlenemez bir şekilde yayılır falan. Neredeyse elimize aldığımız çoğu kitapta veya gerçek hayatta fazlasıyla gözlemlediğimiz bir konusu var kitabın. O yüzden kitabın beni pek etkilediğini söyleyemeyeceğim. Buna rağmen erkek karakterlerden biri sevimliydi, hatta baya düşünceli biriydi. Yani o karakter oluştururken kitabın bir de iyi bir yönü olsun demiş olmalı yazar. Çünkü kitaptaki diğer bütün her şey vasattı.
Bu kitabın, kendi türünden tek farkı; olayları ana karakterin yani Alice'in ağzından değil de, çevresindekilerin ağzından okuyoruz. Böylece olayların iç yüzünü görmemiz kolaylaşıyor. Neyin yalan neyin doğru olduğunu anlayabiliyorsunuz. Kitabın bu özelliği ne kadar hoş olsa da, daha çok düşünceye dayalı bir kitaptı sanırsam. Kitap boyunca şimdiki zamanda hiçbir olay olmadı ve karakterler sadece geçmişte olanlardan bahsettiler. Okurken gerçekleri öğrendik, ama sadece bizim öğrenmemizle kaldı bu. Alice de hiçbir tepki falan göstermedi resmen. Sinir bozucuydu diyebilirim.
Her şeye rağmen, hiçbir olay olmadığı halde bakın, yazarın dili çok akıcıydı. Bir oturuşta, hiç başından kalkmadan bitirdim ben kitabı -ama zaten kısacık.
Ayrıca sizlere kitabın fiziksel olarak muhteşemliğinden bahsetmek istiyorum biraz. Öncellikle kapak, cilt ve iç kapak tasarımına bayıldım. Kitabın içinde bölüm başlarına konulan ve karakter ismini belirten sayfalar da çok hoştu açıkçası. Her karakterin kendine özgü bir el yazısı vardı ve birine not yazdıklarında ya da herhangi bir şey de yazı kullandıklarında, bilgisayar yazısı ile değil de, el yazısı izlenimi verilerek yazılması çok hoştu. Bu arada yanında gelen defter de beni kalbimden fethetti.
Fiziksel olarak bayıldığım bir kitap olsa da, konu ve yazılanlar olarak boş bulduğum bir kitaptı. Sadece bir kez daha dedikodunun ne kadar kötü bir şey olduğunu hatırlatan bir kitap oldu benim için.
Herhangi bir beklenti ile başlamadığım için pek de hayal kırıklığına uğradığımı söyleyemeyeceğim. Benim yaptığım gibi beklentiniz olmadan, çerezlik bir kitap gibi okursanız zevk alabilirsiniz belki kitaptan. Bunun dışında, alınacaklar ya da okunacaklar listelerinizde ön sıralara çekilecek kadar iyi bir kitap değildi bence.